Van Koza Psikoloji logo

Kararsızlık Psikolojisi

Kararsızlığı, seçenekler arasında tercih yapmakta zorlanma olarak tanımlayabiliriz. Hepimiz, gündelik yaşamda karşılaştığımız sıradan ve basit durumlardan bizi etkileyen en önemli konulara kadar sürekli tercihlerde bulunuruz. Öğle arası yemeği dışarıda mı yesem yoksa masa başında bir şeyler mi atıştırsam; okula bu yoldan mı gitsem yoksa kestirme yolu mu kullansam; üniversiteye giriş sınavından sonra diş hekimliğini mi tercih etsem eczacılığı mı? Bu tür basit veya çok önemli kararları vermekle ilgili kimi insanlar hızlı şekilde çok kararlı ve tutarlı tercihlerde bulunabilirler. Ama bu kararları vermek bazıları için o kadar da kolay olmayabiliyor. Öyle ki sadece çok önemli kararlar da değil, günlük yaşamda hayat akışını çok da etkilemeyecek tercihleri yapmakta bile zorlanabilirler. 

Peki kararsızlık hiç yaşamadığımız bir durum mu? Her kararsızlık yaşadığımızda kendimizi bu konuda problemli bir birey olarak mı görmeliyiz? Bu durum hangi aşamadan sonra önlem alınması gereken bir noktaya erişir? Karasızlığın en büyük nedenleri nelerdir? Kararsızlıkla baş etmenin yolları nelerdir?

Bütün bunlarla ilgili detaylı bilgileri bu yazıda bulabilirsiniz.

Kararsızlık Ne Zaman Önlem Alınması Gereken Bir Noktaya Erişir?

Hepimiz zaman zaman kararsızlıklar yaşarız. Basit gündelik tercihlerimiz esnasında olabileceği gibi hayatımızın akışını önemli ölçüde değiştirip ciddi sonuçlar doğurabilecek tercihlerimiz esnasında da olabilir. Elbette gündelik tercihlerimiz için sarfettiğimiz zaman ile çok önemli tercihlerimize sarfettiğimiz zaman aynı değildir. Örneğin; kahvaltıda limonata mı çay mı içeceğimize kısa süren bir kararsızlığın sonunda bir tercih yaparak karar veririz. Ama bir iş kurmak ya da kurmama konusunda karar vermemiz günlerce sürebilir. Bunların ikisi de normaldir. Fakat tercih yapma süremiz ‘normal kabul edilen zaman dilimlerinin dışına taşıyorsa o zaman bu konuda önlem almamız ve bu durumu değiştirmemiz gerekir. Peki normal sınırlar nelerdir ve normalin dışına çıktığımızı nasıl anlayacağız?

• Çevremizdeki insanlardan bu konuda sık sık eleştiri ve uyarı alıyorsak,

• Kararsızlıktan ötürü işlerimiz ve rutinlerimiz aksıyorsa,

• Çevremizdeki insanlara nazaran daha uzun sürede tercihte bulunuyorsak,

• Her tercihimizden sonra pişmanlıklar ya da kafa karışıklığı yaşıyorsak,

• Çok basit durumlarda bile tercihte bulunurken birilerine danışma ihtiyacı hissediyorsak,

• Verdiğimiz kararların doğruluğu konusunda emin olamıyorsak, bu duruma dur demeli ve bazı şeyleri değiştirmemiz gerektiğini anlamalıyız.

Kararsızlığın En Sık Görülen Sebepleri Nelerdir?

• Temel şeyleri değil detayları önemseme,

• Mükemmeliyetçilik,

• Karşındakine hayır diyememe,

• Karar verme konusunda ilk adımı hep karşıdan bekleme,

• Baskın bir ortamda kendini sinmiş hissetme,

• Özgüven eksikliği,

• Yanlış yapma korkusu,

• Vereceği kararın sonuçlarını göğüsleme korkusu.

Kararsızlıkla Baş Etmek İçin Neler Yapılabilir?

Karar vermeden önce mevcut durumla ilgili avantaj ve dezavantaj ya da kar ve zarar tablosu yapın. Cep telefonunuzda bir not uygulaması ya da sürekli yanınızda taşıdığınız küçük bir not defteri bunun için iş görecektir. Elinizde daha somut veriler olacak ve bunlara bakarak karar vermeniz daha kolay hale gelecektir.

Kendi çabanızı ve başarılarınızı takdir edin. Başardığınız her işin kazanımlarını düşünün hatta gerekirse not kağıtlarına yazarak çalışma masanıza ya da mutfaktaki buz dolabına yapıştırabilirsiniz. Böylece çevrenizin sizi olumsuz etkilemesinin ve özgüvensizliğin önüne geçebilirsiniz. Ayrıca kazanımlarınızı ve başardıklarınızı görmek sizi motive edecek, sonraki tercihleriniz için size rehber olacak ve bundan keyif almanızı sağlayacaktır. 

Çizelge tutabilirsiniz. Özellikle rutinlerinizle ilgili karar vermekte zorlanıyorsanız bu çok işe yarayacaktır. Örneğin her sabah ne giyeceğinize karar veremediğiniz için işe ya da okula geç kalma riski yaşıyorsanız bunun için bir zaman limiti koyabilirsiniz. Bugün buna ayırdığınız zaman 8 dakika ise bunu bir kağıda yazın. Bir sonraki gün bu sürenin 6 dakika olması için kendinize sınır koyun.

Kendi iç sesinizde, sanki aynada kendinizle konuşuyormuş gibi veya bir arkadaşınıza tavsiye veriyormuş gibi kısa diyaloglara girebilirsiniz. Bu, olaya dışarıdan bakmanızı ve daha bütüncül bir sonuç çıkarmanızı sağlayacaktır. O sırada aslında kendinize yardım ediyormuş hissi yaşayacak ve bundan mutluluk duyacaksınız. 

Kararlarınızı olabildiğince kendi arzularınız doğrultusunda almaya çalışın. Elbette bazı konularda fikir danışabilir ve yardım alabilirsiniz. Ama özellikle basit ve sıradan durumlar için olayı tamamen siz ele alın.

Psikologdan profesyonel destek alabilirsiniz. Eğer bu durum sizin için çıkmaz sokaksa, uzun süredir bu sorunu yaşıyorsanız yardım almaktan çekinmeyin.

NOT: Bu makale ve sitemizdeki diğer tüm içerikler bilgilendirme amacı ile hazırlanmıştır. Tıbbi bir tanı ve tedavi amacı taşımamaktadır. Sitedeki bilgiler ışığında bir ilaç tedavisine başlanması veya sonlandırılması kesinlikle önerilmez. Tanı ve tedavi gerektiren durumlar için mutlaka bir tıp hekimine başvurunuz. Bu makale ve sitemizdeki diğer tüm içerikler Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına aykırı sayılabilecek ilan ve reklam yapma amacı taşımamaktadır.



Van Psikolog, Evlilik Danışmanı Van, Van Evlilik Terapisti, Klinik Psikolog Van, Van Evlilik Terapisti, Psikolog Van, Uzman Psikolog Van, Psikolojik Danışma Merkezi Van, Bireysel Danışma Van, Van Aile Terapisti, Aile Danışmanı VanVan psikoloji

Yorum Gönderin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Diğer Makaleler

Belirsizlik

Gabriel Garcia Marguez  ‘İnsanlar plan yapar ve Tanrı onlara güler.’ Sözüyle geleceğe dair yaptığımız planlamalarda işlerin her zaman

Devamı »

Çocuklarda Duygusal İhmal

        Ebeveyn-çocuk konusundaki araştırmalarıyla John Bowlby bağlanma kuramını ortaya koyarak, insan davranışlarını incelemeyle ilgili çok yararlı bir kaynak

Devamı »